- dikey olarak
- adv. uprightly, apeak
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
dikey — sf., mat. 1) Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi a, b doğrusuna c noktasından dikey bir doğru indirilince 90 derecelik açı oluşur. 2) zf. Dik olarak Birleşik Sözler dikey geçiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
pervane — is., Far. pervāne 1) Geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek Ötede mum yanıyor bir şeyler dönüyor / Pervaneler art arda ne çabuk ölüyor. B. Necatigil 2) Döndüğünde bir mekanizmayı işleten bir eksene dikey olarak bağlanmış, iki veya ikiden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
AMUDÎ — Yukarıdan aşağıya dikey olarak. Direk gibi yukarıdan aşağıya düz ve şakulünde olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
açmaz halatı — is., den. Gemilerin limana bağlanması ve sahilden esecek rüzgârla rıhtımdan uzaklaşmaması için baş, kıç çizgisine dikey olarak bağlanan kısa halat … Çağatay Osmanlı Sözlük
aykırılamak — nsz 1) Kestirmeden gitmek 2) Düz yoldan ayrılmak 3) i Dikey olarak gelmek Bu demir yolu, Eğrikaya dan keçi yurdu önünden, dereyi aykırılar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
baltabaş — is., den. Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekimölçer — is. 1) Çekim kuvvetlerini ölçmeye yarayan araç 2) Yer yer değişen yer çekiminin tam ve gerçek değerini dikey olarak belirlemeye yarayan araç, gravimetre … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikine — zf. 1) Dikey olarak, diklemesine Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu. T. Buğra 2) mec. İnadına Birleşik Sözler dikine tıraş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dikine gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
haç — is., din b., Erm. Hristiyanlığın sembolü sayılan ve birbirini dikey olarak kesen iki çizgiden oluşan biçim, istavroz, put (I), salip Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haç çıkarmak haçı suya atma … Çağatay Osmanlı Sözlük
silindir — is., mat., Fr. cylindre 1) Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine paralel iki yüzeyin sınırladığı cisim, üstüvane 2) tek. Metalleri inceltme, kumaşları parlatma, kâğıt üzerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaslamak — herhangi bir aleti dikey olarak bir yere dayamak … Beypazari ağzindan sözcükler